HıNCıNı YINE SAçLARıNDAN ALDı... İKI çOCUK DOğURDU AMA HAYATı KABUSA DöNDü: 'SANKI BENI KURTARıN' DIYE BAğıRıYOR

Şöyle bir düşünelim... Hollywood ünlülerinden sonra hatta kimi zaman onlardan çok daha fazla dünya kamuoyunun  gözleri önünde olan insanlar kimler? Evet, bildiniz! İlk bakışta modern çağlarda biraz tuhaf gibi görünse de dünyanın dört bir yanındaki kraliyet ailesi üyeleri... Ama en çok da bu ailelerin kadınları.

KIYAFETLERİNİN TAKLİTLERİ BİLE YOK SATIYOR

Soylu ailelerden gelseler de gelmeseler de dünyada milyonlarca kişi hiç sıkılmadan, bıkmadan onları takip ediyor. Özellikle de giyim kuşamlarını, giydikleri ayakkabıları, taktıkları takıları. Elbette herkesin giyinmek için onlar kadar para harcaması mümkün değil ama bu kadın monarşi üyelerinin giyim kuşamının taklitleri bile yok satıyor.

Kraliyet ailelerine üye kadınlarla ilgili dikkatle takip edilen başka bir ayrıntı daha var: Saç modelleri. Aslına bakılırsa onlar da bütün bunların farkında. Kendilerine en çok yakışan, en çok beğenilen tarzda kullanmayı tercih ediyorlar saçlarını.

Giysilerinin çizgileri zaman zaman değişse de saç modellerini uzun süre koruyorlar. Söz gelimi İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'i "bildik bileli' hep kısa saçlıydı. Yıllar içinde sadece saçının rengi değişti. Daha doğrusu doğal akışına bıraktı saçını.

İngiliz kraliyet ailesinin gelini Kate Middleton da arada sırada renk tonunu değiştirse de saçlarını hep uzatıyor. Eltisi Meghan Markle da aslında doğal hali kıvırcık olan saçlarını fönle düzleştirip kullanıyor, rengiyle çok fazla oynamıyor.

Ya da Hollanda Kraliçesi Maxima ile İspanya Kraliçesi Letizia, Danimarka'nın veliaht prensesi Mary, saç modellerine ilişkin çok fazla radikal değişiklik yapmıyor.

EN UÇ NOKTADA DEĞİŞİMLERİ O YAPIYOR

Ama dünyada bir tane monarşi ailesi üyesi var ki, kendisinin konumunda olan kadınların asla cesaret edemeyeceği değişiklikleri bile gözü kapalı yapıyor. Tüm dünyanın, ilk kez omuzlarına uzanan saçlarıyla gördüğü bu monarşi üyesi, zaman içinde akla hayale gelmeyecek saç modelleri denedi, sık sık saç rengini değiştirdi. Hatta bir keresinde saçının yarısını kazıtıp punkçı prenses unvanını bile aldı.

Taçlı dünyayı yakından takip edenlerin hemen anladığı gibi Monako'nun yüzü gülmeyen prensesi Charlere bu kişi. Monaco Prensi 2. Albert'in karısı olan iki çocuk annesi 45 yaşındaki Charlene, yine saçı nedeniyle gündeme damgasını vurdu.

SAÇ RENGİ KOYULAŞTI: Dünya kamuoyu, Charlene'in punk tarzı kesilmiş saçlarıyla da görmüştü. Bu kez saçının sadece rengini değiştirmekle yetindi. 

BU KEZ SAÇININ RENGİNİ DEĞİŞTİRDİ

Prenses Charlene, Monako Formula 1 Grand Prix ödül töreni nedeniyle düzenlenen birkaç törene katıldı. İşte orada da üzerindeki bol kesimli elbiselerin yanı sıra yeni saç rengiyle bütün bakışları üzerinde topladı.

Charlene, bir süredir hiç uzatmayıp kısacık kestirdiği- bir iddiaya göre kendisinin kestiği- saçlarını bu kez koyu rengi boyatmıştı. Ki bu her tür modeli deneyen ve doğal bir sarışın olan Prenses Charlene için gerçekten çok büyük bir değişiklik. Çünkü bugüne kadar en uç noktada modelleri denese de saçını hiç bu kadar koyu renge boyamamıştı.

BİRKAÇ HAFTA ÖNCE SAÇLARI SARIYDI: Charlene, İngiltere Kralı 3. Charles'ın taç giyme töreni için Londra'ya gittiğinde saçları sarıydı. Konuklar ağırlıklı olarak elbise giyerken Charlere pantolon tercih etmişti. 

BUNALIMA GİRDİKÇE ACISINI SAÇINDAN ÇIKARIYORBu durum, dışarıdan bakıldığında sadece Charlene'in saç rengi değişikliği olarak algılanmadı öte yandan. Çünkü 2011 yılındaki gösterişli düğününde bile gözyaşlarına hakim olamayan Charlene, dünyanın ona taktığı 'Hüzünlü Prenses' unvanından bir türlü kurtulamadı.

Herkes onun yine bunalıma girdiğini ve başka hiçbir şey yapamadığı için de acısını saçlarından çıkardığı yolunda yorumlar yaptı. Üzerindeki giysiler de dahil onunla ilgili bütün ayrıntılar "Beden dili 'bana yardım edin' diye bağırıyor" şeklinde ifade edildi. 

Prenses Charlene, 2019 yılında çene hizasındaki klasik kesimli sarı saçlarıyla dikkat çekiyordu.

DEFALARCA DÜĞÜNDEN KAÇMAYA ÇALIŞTI

Aslına bakılırsa bu durum da boşuna değil. Söylentilere göre nişanlıyken Prens Albert'in evlilik dışı ilişkilerini, bunlardan doğan çocukları ve kamouyuna asla açıklanmayan başka bazı gerçekleri  öğrenen,  Monako Sarayı'ndan kaçmaya çalışıp her seferinde yakalanıp geri getirilen Charlene, iki yıl önce de memleketi Güney Afrika'ya gitmiş ve uzun süre ortadan kaybolmuştu.

Her ne kadar Monako Sarayı tarafından kulak, burun ve boğazla ilgili ciddi bir sağlık sorunu olduğu ileri sürülse de Charlene'in kocasından boşanmak üzere olduğu ileri sürülmüştü.

Aradan geçen 10 ayın ardından Monako'ya dönse de Charlene yine bazı sağlık sorunları nedeniyle ortadan kayboldu. Kocası Albert, eşinin adını açıklamadığı bir Avrupa ülkesinde tedavide olduğunu belirten resmi bir açıklama yaptı.  Bütün bunlar yine inandırıcı bulunmadı.

Charlene, Güney Afrika'ya gidip ortadan kaybolmadan kısa bir süre önce yarısı kazınmış saçlarıyla dünyayı şoke etti.

SÖYLENTİLER ALDI BAŞINI GİTTİ

Charlene'in hastalığıyla ilgili çok çeşitli iddialar ortaya atıldı. Kanser ya da ruh sağlığı dahil kötü giden estetik operasyonlar, diş tedavisi hatta kötü alışkanlıklarla ilgili söylentiler aldı başını gitti.

Birkaç ay sonra tekrar evine ve eski görevlerine döndüğünde bu kez Charlene kelimenin tam anlamıyla zayıflamış, sararıp solmuştu. Bu durum, tedavisi zor hastalık iddialarını iyice güçlendirdi. Fakat aradan geçen zamanda Charlene toparlandı hatta kilo aldı. Ama yine yüzü gülmüyordu. Bu görüntü de Albert ile aralarının kötü olduğu iddialarını güçlendirdi.

Prenses Charlee her ne kadar artık eskisi gibi resmi görevlerini sürdürüyor olsa da yüzünün hiç gülmemesi, hakkındaki olumsuz iddiaların bir türlü ortadan kalkmamasına neden oluyor. Şimdi Charlene'in, yıllar içindeki saç rengi ve modellerine göz atarken onunla ilgili iddiaları da bir hatırlayalım. 

Geri döndükten bir süre sonra beyaza yakın sarıya boyadığı saçlarıyla kamuoyu karşısına çıktı.

MİLYON EURO'LUK ANLAŞMA İDDİASI 

Uzun süre ortadan kaybolan Charlene geçen yıl mayıs ayında ilk kez kocası ve çocuklarıyla birlikte kamuoyu karşısına çıktı. Daha o gün de dudak uçuklatan bir iddia ortaya atıldı. Voici'nin ileri sürdüğüne göre bunun altında bambaşka bir durum yani imzalandığı ileri sürülen milyon euro'luk anlaşma var.

Prens Albert'in, halka açık etkinliklerde yanında yer alması için karısı Charlene'le yüklü miktarda bir para karşılığı anlaşma yaptığı iddiasını Paris Match Belgium da dile getirdi. Bu yayın organının iddiasına göre Charlene sözleşme uyarınca bazı etkinliklerde yer alacak. Bunlar arasında geçen hafta katıldığı F1 Grand Prix etkinliği ve Monako'nun önemli cemiyet etkinliklerinden biri olan Gül Balosu da yer alıyor.

Monako Sarayı hiçbir zaman bu iddialar hakkında şu ana kadar herhangi bir yorum yapmadı. Bu arada kraliyet ailesi üyelerinin maaşlı memurlar olmadığını, katıldıkları etkinliklerin, bulundukları konumun bir parçası olduğunu da hatırlatalım. Prensliğin giderleri için ise yıllık 40 milyon sterlin harcanıyor. Bu arada Monako Sarayı'ndan bir kaynak, çok zor zamanlardan geçen Prenses Charlene'in kendi gelirini güvence altına almasının mantıklı olduğunu belirtti.

Zimbabwe doğumlu, eski bir yüzücü olan Charlene dünya sahnesine çıktığı ilk dönemde omuzlarına dökülen sarı saçları vardı. Sık sık da toplardı saçlarını. 

10 AY GÜNEY AFRİKA'DA KALDI

65 yaşındaki Prens Albert ile 2011 yılında evlenen 44 yaşındaki Charlene, doğal yaşamı koruma faaliyetleri kapsamında gittiği Güney Afrika'da 10 ay kalmıştı. Eski bir milli yüzücü olan Zimbabwe doğumlu Charlene'in, kulak burun boğaz enfeksiyonuna yakalandığı, doktorlarının uzun uçak yolculuğuna izin vermediği, bu yüzden de Monako'ya dönemediği açıklanmıştı.

Arada eşi Albert ve 7 yaşındaki ikiz çocukları Jacques ile Gabriella tarafından ziyaret edilen Prenses'in orada iki kez operasyon geçirdiği de basına yapılan açıklamalar arasında.

Charlene'in ilk dönemde kullandığı saç modellerinden biri. Yıllar içinde yüzünde estetik uygulamalar yapılması da dikkat çekiyor. 

GİZEMLİ HASTALIĞIN NE OLDUĞU AÇIKLANMADI

Bu sürenin ardından Monako'ya dönen Charlene, sonra da "ruhen ve fiziksel olarak bitkin" durumda olduğu için İsviçre'de bir klinikte tedavi altına alındı.

Hastalığının ne olduğu açıklanmayan Charlene, geçen hafta iki farklı etkinlikte kamuoyunun ve kameraların karşısına çıktı. O ana kadar da Prenses Charlene hiçbir görevinde yer alamadı. Prens Albert, bazı kamuya açık etkinliklere çocukları ile birlikte katıldı.

Saçı uzun da olsa kısa da Charlene, bir zamanlar gülümsüyordu. 

'EVLİLİK YOLUNDA GİTMİYOR' İDDİALARI YİNE ÖN PLANA ÇIKTI

Prens Albert'in, kamuya açık etkinliklerde yanında yer alması için eşi Prenses Charlene ile yüksek miktarda bir paraya anlaşma yaptığı iddiası, çiftin evliliği hakkındaki olumsuz iddiaları da tekrar ön plana çıkardı.

Charlene'in Güney Afrika'da kalış süresi uzadıkça çiftin boşanacağı iddiaları da hiç hız kesmiyordu. Hatta Alman Bunte dergisi Charlene ile Albert'in boşanacağını ilk kez açıkça dile getirdi. Monako Sarayı tüm bu iddialara sessiz kaldı.

Charlene'in düğünde ağlamasını, geri kalan zamanda da zoraki gülümsemesini dünya hiç unutmadı.

KAÇAK GELİN

Prenses Charlene aslında Prens Albert ile evlendiği 2011 yılından hatta daha öncesinden beri kamuoyunun gündeminde ilk sıralarda. Tüm dünyanın merakla izlediği düğünde döktüğü gözyaşları ile söylentiler başladı ve bu günlere kadar ulaştı.

Çeşitli kadınlardan evlilik dışı çocukları olan Prens Albert'e aşık olan Charlene'in sonradan fikrini değiştirdiği o dönemde ortaya atılan iddialar arasında. Buna göre Prens ile evlenmemek için birkaç kez Monako'dan kaçmaya kalkıştı fakat her defasında başarısız oldu. Sonunda Albert ile evlendi.

TAHTA VELİAHT DOĞURMASI GEREKİYORDU

Bu kez de karşısına veliaht sorunu çıktı. Charlene hemen hamile kalmadı. Bu da ülke için bir sorun oldu. Nedenine gelirsek...

Eğer Albert'in çocuğu olmasaydı, Monako'nun Fransa'ya bağlanması ihtimali vardı. Diğer bir seçenek ise Prenses Caroline'in çocuklarından birinin tahta geçmesiydi. Albert'in gayrimeşru oğlunun varis olması söz konusu bile değildi. İşte bu yüzden ülkenin geleceğini kurtaracak adım Charlene'in, Albert ile evliliğinden veliaht dünyaya getirmesiydi.

Dünya, yıllardır onu 'mutsuz prenses' ya da 'hüzünlü prenses' olarak biliyor. 

'MUTSUZ PRENSES' OLARAK DÜNYA SAHNESİNDE YERİNİ ALDI

Evlilikten sonra "prenses" unvanını alan Charlene Wittstock da "mutsuz prenses" olarak dünya sahnesinde yerini aldı. Bu mutsuzluğu da sebepsiz değildi kuşkusuz. Çünkü Prens Albert, çapkınlıklarıyla ve sıra dışı yaşamıyla ünlüydü. Prens'in bir hostes ve bir garsondan iki çocuğu bulunuyor.

Bir garsonla ilişkisinden dünyaya gelen kızına annesinin adı olan Grace'i ve kendi soyadı olan Grimaldi'yi verdi. Tıpkı bir süre sonra bir hostesten dünyaya gelen oğluna yaptığı gibi. Bütün bunlar düğünden önceydi elbette. Prens Albert da evlendikten sonra bu iki evlilik dışı çocuğunu çok gündeme getirmemeye çalıştı.

Bazı iddialara göre, Charlene'in hiç tanımadığı kayınvalidesi Prenses Grace de sanıldığı gibi bir masal prensesi değildi. 

'EŞİNİ DANIŞMANLARI SEÇTİ' İDDİASI

Charlene'inkine benzer iddialar Prens Albert'in annesi, eski Hollywood yıldızı sonradan "masal prensesi" olarak anılan Grace Kelly için de konuşuluyordu. İddialara göre Grace Kelly de "batmak üzere olan" küçük Monako ülkesini "kurtarmak için" Prens Rainier'ye uygun bir eş olarak danışmanları tarafından seçilmişti.

Hatta bu iddialara göre dönemin ünlü yıldızlarından Marilyn Monroe da diğer adaydı. Ama sinemada "cinselliğin simgesi" olarak görüldüğü için tercih edilmedi.

2023-05-29T09:27:48Z dg43tfdfdgfd